Finlandiya Körfezi’nin doğusunda, Neva Nehri üzerinde kurulan St Petersburg, 200 yıl boyunca Rusya’ya başkentlik yapmış bir kenttir. Saint Petersburg, ulusal ve uluslararası ulaşım ağının merkezi bir kenttir. Bu yönüyle bir hayli ön plana çıkması dikkat çekicidir. Uzun dönemlere tanıklık etmesi, kentte gezilecek ve görülecek yerler bakımından zenginlik katmaktadır. Baltık Denizi’nde en önemli liman kenti olması, 1917 Rus Devrimi’ne kadar ülkenin başkenti olması, kent merkezinin UNESCO (Dünya Mirasları Listesi)’da yer alması gibi önemli detaylar, Saint Petersburg’un gezilesi bir yer olmasını sağlıyor.
Kültürel açıdan bir hayli zengin bir kent olan St. Petersburg, 40’tan fazla tiyatroya ev sahipliği yapmaktadır. Dünyaca ünlü Mariinsky Tiyatrosu da burada yer alır. Klasik Rus Draması’ndan en önemli örneklerin sergilendiği Alexandrinsky Tiyatrosu, kentin en eski drama tiyatrosu olması ile bilinir. Kültürel değerler açısından bir hayli zengin olan Saint Petersburg’da müzikal anlamda da birçok yapı bulunmaktadır. Zira bunlardan en önemli müzikal sahne olarak bilinen Mussorgsky Opera Evi, kentin önemli yapılarından biridir.
Başında da dediğimiz gibi St. Petersburg, tiyatro bakımından zengin bir şehirdir. Akimov Komedi Tiyatrosu, çocuklara özgü oyunlarıyla ön plana çıkan Bolshoy Kukla Tiyatrosu, hafif müzik performansı ile kente renk katan Müzikal Salon (Musical Hall) gibi pek çok alan, kentin görülmeye ve ziyaret edilmeye değer yerleridir.
Zengin kültürel değerlere sahip olan Saint Petersburg, kış aylarında tiyatrolarıyla ön plana çıkarken, yaz aylarında ise eğlence yönüyle ağırlık basar. Beyaz Geceler Dans Festivali, Russian Winter Festival, Goodbye Russian Winter Festival ve Osenie Ritmy (Sonbahar Ritimleri) Uluslararası Caz Festivali gibi önemli etkinlikler, kentin daha iyi tanınmasını sağlayan değerler olarak bilinmektedir.