Dikkat çeken tarihiyle sözü çok fazlasıyla edilen Hatay, insanlık tarihinin beşiğinde yer alır. Geçmiş dönemlerde yeryüzünün en büyük beşinci kenti olan şehir, tarih olarak M.Ö 100 binli yıllara kadar uzanan bir tarihi geçmişe sahiptir. Dini açıdan üç büyük din için önemli bir kent olmayı başaran ve tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaparak günümüze kadar gelen Hatay, tüm bu yönlerinin yanında sunduğu doğal alanları, plajları, kumsalları ve tarihi değerleriyle ülkemizin önemli bir kentidir.
Tarihi dönemi M.Ö 100 bin yıllarına değin uzanan Hatay, bu özelliği ile Türkiye’nin önemli bir şehri olmayı başarıyor. Uzun dönemler farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış şehir, arkeolojik bakımdan hayli zengin bir yerdir. Bu özelliği ile dünya turizminin gözde kentlerinden biri olmayı başaran Hatay, milattan önce 300 yıllarında Hatay sınırları içerisinde kurulan Antakya daha sonra Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmiştir.
Uzun süre Romalıların egemenliği altında kalan şehir daha sonra İslam orduları tarafından fethedilmiş ve Müslümanlarla Hristiyanların bir arada yaşadığı bir şehir haline gelmiştir. Emevi ve Abbasilerin egemenliği altında uzun süre kalan Hatay, daha sonra Haçlıların sefer düzenlemesiyle şehrin egemenliği kendilerine geçmiştir. 1516 yılına kadar Suriye eyaletinin başkentliğini yapan şehir bu dönemden sonra Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir.
Uzun bir tarihi ve geniş arkeolojik alanlarıyla Akdeniz bölgesinin nadide kenti Hatay, turizm dünyasının sık ziyaret ettiği yerlerden biridir. Özellikle sahip olduğu manastır, kilise, mağara ve diğer tarihi yapıların yanında bir de doğal güzellikleri ile kendinden söz ettiren şehirde gezilip görülecek birçok yer bulunmaktadır.