Doğu Karadeniz bölgesinin en önemli şehirlerinden biri olan Trabzon, tarihi İpekyolu üzerinde kurulmuş, geçmişi M.Ö 2000 yıllarına kadar uzanan bir şehirdir. Kent, kurulduğu günden bu yana pek çok medeniyete tanıklık etmiş ve bu yönüyle kültürel zenginliklere sahiplik eden bir konuma yükselmiştir. Persler, Romalılar ve Bizanslılar gibi önemli uygarlıkların dönemsel olarak egemenlik sürdürdüğü Trabzon’u son olarak 26 Ekim 1461’de Fatih Sultan Mehmet fethetmiş ve Osmanlı hükümdarlığına dahil edilmiştir. Tüm bu detayların birleşmesiyle, Trabzon kültürel bir şehir haline gelmiştir. Doğası, tarihi ve yapıtlarıyla mükemmel bir alana sahip olan Trabzon, mutlaka görülmesi gereken illerimizden biridir.
Tarihin derin sayfalarına konuk olmuş Karadeniz’in güzel şehri Trabzon, alt paleolitik çağa kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Evliya Çelebi “Seyahatname” adlı eserinde Trabzon’dan söz ederken “Bu şehre küçük İstanbul denilse yeridir. İrem bağları gibi süslü bir şehirdir burası” diyor.
Tarihçi Eusebies’in ifadelerine göre Trabzon M.Ö 756 yılında kurulmuş, Zigana Geçidi sayesinde her dönem önemli bir geçiş güzergahı olarak kendinden söz ettirmiştir. İsminin Yunan mitolojisine göre Lycaon’un oğlu Trapezeus’un Arkadya’daki adaşına ismini vermesiyle bir bağlantısı bulunmaktadır.
Önemli bir ticaret merkezi olması hasebi ile her dönem fethedilmek istenen Trabzon, kuruluşundan itibaren önemli medeniyetlere ve uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. İlk kuruluşundan sonra şehre hakimiyet sağlayan Roma İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına girmiş, yaşanan bazı iç meselelerden dolayı serbest şehir statüsü kazanmıştır.
Şehrin serbest şehir statüsü kazanmasından sonra Hadrian dönemini yaşayan Trabzon bu dönemde yenilenerek yine gözde bir şehir haline gelmiştir. Trajan döneminde en parlak dönemini yaşayan şehir Germen kabilesi Gotlar tarafından istila edilir, bu dönemden sonra Latinlerin İstanbul’u fethetmesi üzerine Trabzon’da Komnenus ailesi burada Trabzon İmparatorluğu’nu kurar.
Osmanlı Devleti ile iyi ilişkileri bulunan Trabzon İmparatorluğu, daha sonra Osmanlı Devleti’ne vergi vermeyi reddeder ve daha önce verdiği vergileri de geri ister. Durum böyle olunca Fatih Sultan Mehmet 1461 yılında şehre bir sefer düzenleyerek Trabzon’u fetheder ve Osmanlı Devleti hakimiyeti altına alır.
Uzunca dönemlere tanıklık etmesinin etkisiyle mimari yapılar bakımından hayli dikkat çekici bir şehir olan Trabzon, tarihi eserler bakımından zengin bir yerleşim yeridir. Bununla birlikte sahip olduğu muazzam tabiatı ile her sene binlerce turist çekmeyi başaran şehirde görülmesi gereken pek çok yer vardır.
Kültür & Eğlence
Karadeniz’e has olmasına rağmen daha çok Trabzon ile özdeşleşen “müzik kültürü” kenti en iyi tasvir eden yöndür. Kendilerine has enstrümanları ve kendi lehçelerinde yazıp okudukları türküler, ülkemizin her yerinde bilinmektedir.
Kültürel anlamda hayli zengin olan Trabzon’da yıl boyu Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde düzenlenen resim sergileri, şehrin daha bir ön plana çıkmasını etkilemektedir. Gelişmiş yapısı ve zengin kültürü ile dikkat çekici şehirde Devlet Tiyatrosu ve özel tiyatrolarda sergilenen gösteriler Trabzon’un turizm dünyasında daha fazla tanınmasını sağlayan detaylardır.
Kentin, el sanatları noktasında da gelişmiş olması, dikkatlerden kaçmayan detaylar arasında yer alır. Heybeler, fındık dallarından sepetler, kazazlık, Sürmene bıçakları, yayıklar, keşanlar, kuşaklar, çoraplar, telkar, bakırcılık ve el yapımı tahta kaşıklar, kentin en çok bilinen el sanatlarındandır.
Karadeniz’in genel güzelliklerinden bir parça da doğal güzellikleri ve bitki örtüsüdür. Trabzon ise bu kategoride en büyük payı kapan şehirdir. Ormanlık alanları, çam ağaçları, Ladin ağaçları derken, kent ormanlarında toplamda 2500 çeşit bitki ve 450 çeşit kente özgü ot bulunduğu bilinmektedir. Kentte avcılığın etkin olmasında büyük rol oynayan Kurt, domuz, tilki, kuş gibi hayvanlar da kentin kültürel değerlerinden birer parçadırlar.